Makedonya mı? Makedonya Eski Yugoslav Cumhuriyeti mi? Yoksa Kuzey Makedonya mı? Hangisisin?

               



               
             Büyük İskender’in görse bu ülke nasıl bu hale geldi diyeceği ama kendi isminin de The Great Alexander olduğunu öğrendiğinde cevabını alabileceği gibi detayların bulunduğu tarih kokan, Avrupa’ya açılan kapılardan biri olan Kuzey Makedonya’nın gezi notlarını paylaşacağım.

       
            Balkan bölgesinde bulunan ve komşuları Yunanistan, Kosova, Arnavutluk, Sırbistan ve Bulgaristan olan nüfusu yaklaşık olarak 2milyonun azıcık üstü olan Güney-Doğu Avrupa ülkesi olan ve geçmişte Yugoslavya’ya bağlı yaşamış küçük ve gelişmemiş bir 3.dünya ülkesi diyebiliriz. Etnik kökeniyle bir zıtlık durumu yaşatan, kültürlerin karışmasıyla ortaya çıkmış tarihi yapıların süslediği güzel şehir; Skopje(Üsküp). Şehrin ortasından geçen ve şehri tam olarak iki yapıya ayıran Vardar Nehri ile süslenmektedir şehir. Ortodoks’ları ve Müslümanları ayıran bu nehrin bir tarafı gerçek tarihten gelen ve Osmanlı eserleriyle Anadolu şehrini andıran güzel bir yapıdadır. Diğer taraf ise Avrupa Birliği’ne girebilmek için Yunanistan desteğini alabilmek adına isminin değiştirilmesi üzerine inşa edilmiş Helenistic tarzda olup 21.yy eserleri olan (tarihi) eserler mevcuttur. İsmin değiştirilme isteği ise Kuzey Yunanistan bölgesinde bulunan Makedonların, Makedonya’ya (Kuzey) katılma istekleri olursa diye ince bir çizgiyle ayrılmasıdır. Kullanılan dillerin arasında Makedonca, Arnavutça, Türkçe ve İngilizce kullanılmaktadır. Nüfusun çoğunluğunu Makedonlar oluşturmaktadır. Arnavut ve Türkler ise %30’luk bir kısmı karşılamaktadır ama en son nüfus sayımı 2002’de yapılıp, tekrarı yapılmamıştır. Bunun sebebi olarak Arnavut ve Türk nüfuslarında ki hızlı artıştır. Türkiye tarafından hatırı sayılı yardımlar yapılıyor ve TİKA olarak birçok yapı restore edilmiş ve müzeye çevrilmiş. Ama aynı şekilde Ortodoks kesimin istediği şekilde şehrin tepesine yapılmış kocaman bir haç mevcuttur. Güzel bir arkadaşım o sırada şöyle bir şey söylemişti ‘’Ne kadar yukarı ve büyük bir haç dikselerde onun tepesinde daima bir hilal mevcuttur.’’. Bunun dışında gençlerin çoğu Almanya’ya beyin göçü yapmak istiyor ve yapıyor. Hatta Almanya ve Türkiye arasında kalan Arnavut Müslümanlar da Almanya tarafına yakınlık göstermektedirler. Ama +35 diyebileceğimiz yaş grubunun Türkiye hissiyatı daima devam etmektedir. Gelişme düzeyinin aşırı derece de düşük olduğunu dile getirmeme gerek olmadığını düşünüyorum. Kullanılan arabaların tabirini şu şekilde yapabilirim. Almanya’da kullanılmayan 10-20 yıl öncesine ait arabalar olarak tanımlayabiliriz. Eğitim sisteminin bizimkinden iyi olduğu kesin diyebilirim ve Balkanların genel özelliğini olan çok dil öğrenebilme kolaylığı burada devreye giriyor. Mesela bir Kuzey Makedonya vatandaşı olup Arnavut olan bir genç Arnavutça ve Türkçeyi aileden ve sokaklardan, Makedoncayı ve İngilizceyi okuldan. Üniversite de Almancayı ve belki de Slav dillerinin benzerliğinden doğan 1-2-3 tane daha öğrenme imkanı ve yatkınlığın getirdiği uçsuz bucaksız dil nimetine sahip diyebilirim. Kadın ve Erkeklerin çok fazla ayrıcı özelliği olmasa da Makedon erkeklerinin belirleyici bir yüz hatlarının olduğunu söyleyebilirim. Kadınlar ise Balkan bölgesine göre daha az bir dış güzelliğine sahip denebilir. Batı Makedonya kısmında daha çok Arnavut vatandaşları bulunuyor geri kalan bölgelerde ise Makedon çoğunluğu mevcuttur. İnsanların sıcak kanlılıklarından çok bir şey kaybetmedikleri söylenebilir ama çoğunluk için geçerli olmadığı da söylenebilir. Türkçeyi bilmelerini şu şekilde açıklayabiliriz. Osmanlı’da ilk fethedilen bölgelerden biri olmasıdır, bu şekilde kendilerini bu tarihe ait hissiyatı yaratıp bağlılık göstermektedirler(Müslüman kesim). 


              Kuzey Makedonya bu şekilde. Coğrafi olarak da dağlık bölgelerden oluşan ve dağların arasına da güzel saklı cennetler barındıran bir ülkedir. Avrupa tarihinin başlangıcından beri varlığını sürdüren ve sürdürmeye devam eden, bir çok yönetimsel tecrübeye sahip olup, hala doğru yönetilemiyor mu imajı veren insanları güzel, kendi güzel olan tam bir Balkan ülkesinden bu kadar. 
                   
           Üsküplü Yahya Kemal Beyatlı’nın Üsküp ile ilgili şu şiir sözleriyle bitirelim.



                  Vaktiyle öz vatanda bizimken, bugün niçin
                  Üsküp bizim değil? Bunu duydum için için.
                  Kalbimde bir hayâli kalıp kaybolan şehir!
                  Ayrılmanın bıraktığı hicran derindedir!
                  Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene,
                  Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene.
                           -Yahya Kemal Beyatlı

Yorumlar

Popüler Yayınlar